4 Ağu 2011

Temasa giden yol

Chapter 2 (önce bi alttaki chapter 1den başlayın)

.. Film izliyoruz dedim ama benim aklımda film falan yok boş boş televizyona bakıyorum bişey sorarsa Sema'yı cevaplıyorum ama aklımda Tevfik'in az önce alışverişteyken dedikleri ve  Sema'nın gözüme bakarken ki gözlerinde oluşan o parlaklık var. Acabalı onlarca cevapsız sorular soruyordum kendime yattığım yerden.

Düşüncelerle boğuşurken "ayaklarım üşüyo benim Efe ya" demesiyle irkildim. Üşüyen ayaklara ne yapacaktım ben, elime elıp sürtünme ivmesiyle mi ısıtacaktım yoksa kucağıma alıp ayaklarını mı sarmalaycaktım. Bu salak düşüncelerimi sessizliğe bırakıp "e ne yapayım?" dedim. Sarıl bana dedi.

-Nasıl ya manyak sana sarılınca ayakların nasıl ısınıcak? dedim.
-Sen bi dene bence ısıncaklar dedi


Kendi yattığım yerden kalktım onun yatağına doğru küçük bi zıplama operasyonuyla ulaştım ve örtünün altına girdim.. Çekinerek ama fazlasıyla utanarak elimi omuzuna atıp sarılma denemeleri yaptım tek dirseğimden güç alarak hafif temas ile.. Aslında bende biliyordum bunun sarılmak olmadığını ama fazlası hiç düşünmediğim bişeydi o ana kadar. O ana kadar dedim çünkü Sema elimden tuttuğu gibi göbeğine doğru çekti ve yaslandığım diğer kolumuda başının altından gecirmemi sağladı ve sarılmıştık. Daha doğrusu sarılmıştım.

2 Ağu 2011

Görmemek miydi? Görmezden gelmek miydi?

Chapter 1


...senden öncesinde isteyerek severek yaptığım hiçbirşeyden tad alamıyorsam, sebebi seninle yaptıklarım kadar zevk alamıyor oluşumdu. Biz buna "alışkanlık" demiştik!


Bir İstanbul seriniydi soğukta değildi sıcakta değildi, baharda değildi yaz da değildi. Sadece arkadaştık o ısı tahmini yapamadığım güne kadar. Arkadaştık gezerdik şakalaşırdık hatta sana alışveriş bile yapardık ve ben hiç senin dişiliğini görmez arkadaşlığımızın keyfini sürerdim.



Ta ki Liverpool-Milan şampiyonlar ligi maçına kadar.!!

O gün maçı seyretmek için bir arkadaşımın evine gitmiştik. Sağolsun arkadaşın hanımı çok güzel sofra hazırlamıştı finali canlı seyretmek istediğimiz için aslında biraz buruk bir akşam olacaktı. Türlü şanssızlıklarla gidemediğimiz final için güzel bi rakı sofrası kurulmuş maçı bekler haldeydik. Neyse rakılar içildi sofra toparlanıp tv karşısında oturup içebilecek hale getirildi, elimizdeki rakılar yerini biraya bıraktı ve maç başladı.

Oha o ne lan ilk yarı Milan sanki italyan mafyasının yardımıyla maçı satın almıştı ilk yarı tüm goller Milandan geliyordu işin açıkçası Liverpoolu sevsemde gönlüm bu maçta italyanlardan yanaydı maça gidemediğime dahada uyuz olurken devre oldu o gazla alkol tüketimimiz eldeki stoğu eritmiş arkadaşımla kızları evde bırakıp tekele gittik ilk defa görmelerine rağmen kaynaşmıştı arkadaşım ve ev sahibi olan arkadaşlarım. Hatta çıktığımızda ne güzel kız olm çokta cana yakın senide dinliyor hem (mutfaktan bi kaç isteğim olduğunda getirmişti) bence seviyor seni dedi. Bende dedim olm biz çok yakın arkadaşız sevgililik falan yok aramızda sen neysen oda o dedim falan derken sohbeti uzatmayı bırakıp hemen maça yetişme hızlılığına büründüm.

İlk yarı Milan'ın 3-0 sıfır üstünlüğüyle bitmişti ama benim aklım biraz karışmıştı çünkü içten içe acaba diyordum arkadaşımın dediklerine, dedim ama hemen kafamı dağıtıp elimde biramla televizyonun karşısına kuruldum. Bu sefer maçın 2. yarısında Liverpool çılgın atıyordu heryerden önlenemez ataklar goller falan derken Liverpool coştukça bende kaçamak gözlerle Sema'ya bakıyordum az önce aklıma ilişen acabayı test edercesine. Liverpool golleri sıralıyor bende atılan gollerin şerefine bira kaldırıp kop tribünlerinde bir liman işçisi edasıyla "yuu vill nevıır volk alonn" diyordum kaçamak bakışlarıma sanki karşılık alıyor gibiydi, sanarsınız ki golleri ben attım da sevgi gösterisini bana gösteren takım arkadaşıymışçasına sarılınıp tebrik ediliyordum. Derken maç 3-4 Liverpool galibiyetiyle bitti biz kalkmaya niyetlenirken faule maruz kalıp oyun alanını terketmemiz ev sahipleri tarafından engellendi. Televizyonlu odadaki 2 çekyat hemen yatak haline döndürülüp bizim sağlık kontrolünden geçene kadar misafir edilmemiz konusunda anlaşmaya varıldı. Diziliş planını evin hanımı yapıp takım halinde uymamız gereken taktikleri verdi.

Sema sen şöyle televiyonu karşıdan gören yere yat kuzum rahat rahat seyredersin, Efecim sende şöyle diğer çekyata yat Sema!nın ayaklarını gıdıklamak 9 kusurlu hareketten biri ona göre diyip ayarı da verdikten sonra evin sahipleri odalarına çekilip bizi salonda uyumamız için başbaşa bıraktılar.

Televizyonda bir film bulup izlemeye başladık yattığımız yerlerden.

24 Haz 2011

büyürken eskimeyen, eskisede değerlenen

evet başlık çalıntı gibi, ama aslında çalıntı olan sadece kelimeler hissedilen aynı ise çalıntı değil erken farkına varmışlıktır.

hadi eski büyüyenler son bulup azalarak yok olurken en yeniler değerine kavuşsun. yenilerin hakkı daha çok bu değer derecesinde.

yeni heyecanlar bizi bekler.